Beklenen "Godot'yu Beklerken" Oyunu Kapalı Gişe Oynuyor: Usta Oyuncular Kahkaha ile Umut Yayıyor

Article Image

Beklenen "Godot'yu Beklerken" Oyunu Kapalı Gişe Oynuyor: Usta Oyuncular Kahkaha ile Umut Yayıyor

Sungmin Jung · 20 Ekim 2025 22:15

Şu anda Daehangno'da "Godot'yu Beklerken" (Waiting for Waiting for Godot) adlı tiyatro oyunu büyük bir başarıyla sahneleniyor ve "görmek istesem de yerim yok" diyen izleyicilerle dolup taşıyor. Kültür ve sanat dünyasının tanınmış ve saygın oyuncularının rol aldığı bu durum, zaten beklenen bir gelişmeydi. Ancak, biletlerin "tükenmiş" olmasının tek nedeni bu değil. Oyun, bekleme sürecinde yaşanan endişe ve güvensizliği, umut ve beklenti dolu kahkahalara dönüştürerek seyirciye aktarıyor.

"Godot'yu Beklerken", Nobel ödüllü yazar Samuel Beckett'in "Godot'yu Beklerken" adlı klasik eserine bir parodi ve saygı duruşu niteliğinde. Oyun, orijinal eserin sahne arkasını kullanarak, ciddi atmosferi ve felsefi soruları mizahi bir dille ele alıyor. Bazen anlamsız ve ağır diyaloglar olsa da, varoluşçuluğa doğru ilerleyen yaşamın özünü keşfediyor.

**Soğukkanlılık ve Tutku Arasında Kararsız Kalanlara Mesaj**

Oyun, "Godot'yu Beklerken" tiyatrosunun yedek oyuncuları "Esther" ve "Val"in bitmek bilmeyen bekleme hikayesini anlatıyor. Yedek oyuncular, ana oyuncuların elverişsiz nedenlerle sahneye çıkamaması durumunda onların yerine geçmek üzere hazırlanan kişilerdir. Her gün, her gece, karanlık ve pis kulis odasında sahneye çıkma anını beklerler.

Sahneye çıkma şansları ancak beklenmedik olaylar, örneğin ışıkların sönmesi veya bir oyuncunun aniden hastalanması gibi durumlarda doğar. Hatta tiyatronun eski bir efsanesi olan "Macbeth Laneti"ni dahi dilerler, ancak umdukları asla gerçekleşmez. Belirsiz bir bekleme, boş vaatler... Karanlık kulis odalarından kaçmaya çalışırlar. Ancak ayrılamamaları için pek çok neden varken, "yine de" diyerek umuda tutunurlar. "Bu lanet dünyanın kuralları" diye sızlansalar da, son ana kadar kalanlara gelecek tek bir anlık fırsat olduğunu düşünerek kendilerini avuturlar.

Onlara gelen şey fırsat değil, talihsizliktir. "Val"in sadece bir günlüğüne gösteriyi izlemeye gelen "Mary Teyze"nin ani ölümü haberi gelir. Her gün tiyatroya gelen bu kişinin varlığından, iki yedek oyuncu dışında kimse haberdar olmak istemez. Ölümünden sonra bile adını doğru hatırlayan tek bir kişi vardır: "Val". Belki de Mary Teyze'nin "Godot'su" "Val" idi.

Beklenmedik fırsat, beklenmedik bir anda gelir. "Esther"in huysuzluğu yüzünden acil bir işini halletmek için seyirciye yasak olan tiyatronun birinci kat tuvaletine giden "Val", orada bir eğlence şirketi başkanıyla karşılaşır ve sözleşme imzalar. Onlarca yıl "küçük odada" (kulis odası) geçirmiş olan "Esther", kıskançlığını öfkeye dönüştürür. Ve "Val"e gerçek sanat hakkında ders vermeye başlar. Dünyanın adaletsizliğine kızsa da, burda yalnız kalmayı düşündüğünde yalnızlık duygusu içinde boğulur.

"Esther"in kendisini tebrik etmek yerine sesini yükseltmesinden memnun olmayan "Val", duygularına yenik düşerek "yeraltı hapishanesinden" (kulis odası) fırlar. Ancak kısa süre sonra derme çatma "yuvasına" (kulis odası) geri döner. Çünkü buranın ömür boyu kalacağı yer olmadığını, ancak oyuncu hayatının başlayacağı yer olduğunu bilir.

**Kendini Gerçekleştirme ve Başkalarıyla İlişkilerde "Godot"u Bulmak**

Bekledikleri "Godot" nedir? "Esther"in elinde tuttuğu heykelin sahibi, Beethoven gibi büyük bir sanatçı mı? Hayatı parlaklık ve zorlukların iç içe geçtiği bir "Şov" gibi yaşamak mı? "Hamlet" olmak isteyen "Titus"un hayali mi?

Bunun, para için değil, zorluklar arasında yeşeren sanatın zirvesine ulaşmak için verilen yalnız bir mücadele olduğunu söylerler. Ancak bu sadece "saçmalıktır". Aylık kira derdiyle uğraşmak zorunda kalan gerçeklerle karşı karşıya kaldıklarında sesleri giderek kısılır. Ancak gelecekteki parlak güne olan inançları daha da güçlenir. Ne zaman geleceği bilinmeyen bir umut işkencesi olsa da, fena değil. İyi hissettiren hayaller, ilerlemeye devam etmek için güç verir.

"Godot'yu Beklerken", seyircilere de "Sizin Godot'nuz nedir?" diye sorar. Hayatın hedefleri sonu gelmez bir şekilde devam eder ve bu yolculuğu kiminle birlikte ilerlediğimizi tekrar düşünmemizi sağlar. Ve bazen, birlikte yürüyecek "o" kişiyi de bekleriz.

Böylece, bugün, "Godot'yu Beklerken"in sahnesi perdelerini kapatır. "Godot'yu Beklerken"i bekleyen oyuncular, yarını umut ederek kulis ışıklarını söndürür ve tiyatrodan en son ayrılanlar olurlar.

Kimse tarafından bilinmese de, "Godot'yu Beklerken" karakterlerinin sanatsal dünya görüşü nettir. Varlığı belirsiz ama gururu olan "Esther" rolündeki Park Geun-hyung ve Kim Byung-chul, "Val" rolündeki Lee Sang-yoon ve Choi Min-ho, ve "Laura" rolündeki Kim Ga-young ve Shin Hye-seok, zorlu hayata umut mesajı iletiyor.

Usta oyuncular oldukları için, her birinin kendine özgü doğaçlama oyunları ve hareketleri önemli bir ilgi odağıdır. Rollerine göre incelemeler ve araştırmalar yaparak, kendilerine en uygun kıyafeti giymişlerdir. En önemlisi, yürüdükleri "oyuncu hayatı" oyunlarına yansımıştır. Stajyerlik, çaylaklık ve isimsiz dönemlerinin anıları sahnede rüzgar gibi eser. Geçmişi hatırlatan duygusal derinlik empati uyandırır.

Oyuncuların samimiyetinin hissedildiği değerli bir eser olan "Godot'yu Beklerken", hayatta "Godot"a doğru birlikte yürüyenler için 16 Kasım'a kadar Seoul Daehangno'daki Yes Stage 3 Sahnesi'nde gösterimde kalacaktır.

Koreli netizenler, "Efsanevi oyuncular böyle bir araya gelmişken izlemeden olmaz!" ve "Hem güldüren hem ağlatan, hayata dair çok şey anlatan bir oyun." gibi yorumlarda bulundular.

#Park Geun-hyung #Kim Byung-chul #Lee Sang-yoon #Choi Min-ho #Kim Ga-young #Shin Hye-ok #Waiting for Godot, Waiting for Godot