
'The Running Man' Aksiyon Dolu Sahneleri ve Derin Mesajıyla Beğeni Topluyor
Edgar Wright'ın yönettiği ve Glen Powell'ın başrolünü üstlendiği 'The Running Man' filmi, ritmik yönetmenliği, akıl almaz aksiyon sahneleri ve seyircide derin izler bırakan mesajıyla büyük övgü topluyor.
Son zamanlarda gösterime giren 'The Running Man' filmi, yönetmen Edgar Wright'ın kendine özgü ritmik tarzı ile Glen Powell'ın etkileyici aksiyon performansını bir araya getirerek, aynı zamanda düşündürücü mesajıyla da dikkat çekiyor. Bu kapsamda, film ekibi tarafından en beğenilen 3 sahne seyirciyle paylaşıldı.
1. Nefes Kesen Pazarlık Anı! Hayatta Kalma Oranı Sıfır Olan Yarışmaya İmza Atan 'Ben Richards'
İşini kaybetmiş bir baba olan 'Ben Richards'ın (Glen Powell), büyük bir para ödülü için 30 gün boyunca acımasız avcılardan kaçmak zorunda kaldığı küresel bir hayatta kalma programına katıldığı 'The Running Man', nefes kesici bir takip aksiyonu sunuyor. Paylaşılan ilk sahne, 'Ben Richards'ın 'The Running Man' yarışması için sözleşme imzaladığı anı konu alıyor. Yarışmayı düzenleyen dev şirket 'Network'in başındaki 'Dan Killian' (Josh Brolin), adaletsizliğe karşı öfkesini dile getiren 'Ben Richards'ın bu tavrının reytingleri artırabileceğini düşünerek, onu ünlü 'The Running Man' yarışmasına katılmaya teşvik ediyor. Hasta kızının tedavi masraflarını karşılamak zorunda olan 'Ben Richards', 'Dan Killian'ın sunduğu devasa para ödülü karşısında sonunda katılma kararı alıyor. İki karakter arasındaki gergin diyalogların öne çıktığı bu sahne, 'Ben Richards'ın sıfır hayatta kalma şansı olan bir yarışmaya girişini ve tahmin edilemez kaderini işaret ederek, filmin sürükleyiciliğini anında artırıyor.
2. Her Yandan Düşman! Koli Bandıyla Kaplı Vücutla Bina Dış Cephesinde Yükselen 'Ben Richards'ın Akıl Almaz Kaçışı
İkinci sahne, 'Ben Richards'ın otel dış cephesinde, sadece bir havluyla kaçmaya çalıştığı anı gösteriyor. Avcıların giderek yaklaştığı kritik bir durumda, 'Ben Richards'ın yakalanmamak için gösterdiği çaba, Edgar Wright'ın zekice dokunuşlarıyla birleşerek gerilim ve mizahı ustaca harmanlıyor. Özellikle Glen Powell'ın, kışın dondurucu soğuğuna rağmen Bulgaristan'da çektiği bu tehlikeli sahnelerdeki fiziksel performansıyla izleyicileri büyülediği belirtiliyor. 'Ben Richards'ın kıl payı kurtulduğu ve aynı anda binanın havaya uçtuğu bu sahne, etkileyici ölçeği ve soluk kesen gerilimiyle unutulmazlar arasına giriyor.
3. Nefes Kesici Final: Uçak İçindeki Aksiyon Patlaması ve Düşmanların Gerçek Yüzünün Ortaya Çıkışı
Üçüncü sahne, Kanada'ya giden özel bir jet uçağında yaşanan nefes kesici kavgayı tasvir ediyor. Kaçış sırasında 'Ben Richards', tesadüfen uçağa binen 'Amelia Williams'ı (Emilia Jones) kandırmaya çalışsa da 'Dan Killian' tarafından fark edilerek tehlikeye düşüyor. Kanada'ya varmış olan 'Ben Richards', 'Dan Killian'ın amansız takıntısına daha fazla dayanamayarak kontrolünü kaybediyor. Uçak pilotu kılığına girmiş avcıları etkisiz hale getirdikten sonra avcıların lideri 'MacCon' (Lee Pace) ile doğrudan karşı karşıya geliyor. Bu süreçte, dünyayı tekeline almış dev şirket 'Network'in ve 'The Running Man' yarışmasının perde arkası aydınlanırken, hikaye beklenmedik bir yöne savruluyor. Patlayıcı aksiyonun ağır bir mesajla harmanlandığı bu sahne, izleyicilere derin bir etki bırakıyor.
'The Running Man', Edgar Wright'ın özgün ritmik yönetmenliği ve Glen Powell'ın kendini adadığı performansıyla adeta "dopamin dolu" bir aksiyon deneyimi sunuyor. Film, şu anda ülke genelindeki tüm sinema salonlarında gösterimde.
Koreli netizenler genellikle filmi şu yorumlarla övüyor: "Gerçekten bağımlılık yapan bir aksiyon filmi!", "Glen Powell o kadar iyi oynadı ki nefesimi tuttum izlerken", "Edgar Wright'ın yönetmenliği tam bir başyapıt."