
"Cheon-Baek" Tartışmaları: 2. Sezon Bilet Karaborsası Sorunuyla Geri Dönüyor
Geçen yıl ülkeyi "fine dining" (üst düzey yemek) çılgınlığına sürükleyen "Cheon-Baek" (Siyah Beyaz Aşçı) programı, Aralık ayında yayınlanacak 2. sezonuyla yeniden gündeme gelirken, bilet karaborsası sorunu da tekrar alevlendi.
"Cheon-Baek"in ilk sezonu, izleyicileri yeni bir lezzet dünyasıyla tanıştırarak muazzam bir etki yaratmıştı. Şeflerin restoranları dolup taşıyor, popüler sanatçıların konserleri kadar yoğun bir "rezervasyon savaşı" yaşanıyordu.
Sıralarda binlerce kişi rezervasyon bildirimini beklerken, sunucular bile çökecek duruma gelmişti. Sonuç olarak, bu durum Lim Young-woong, Psy veya Cho Yong-pil gibi en üst düzey sanatçıların konserlerinde görülen bilet karaborsası sorununa dönüştü.
Bilet simsarları, popüler şeflerin restoranlarından önceden yer ayırtıp, kar elde etmek için ikinci el satış siteleri aracılığıyla halka satıyorlardı. Sanatçı konserlerinin belirli bir süresi varken, restoranlar tatil günleri hariç yıl boyunca açık olduğu için, bu tür yasa dışı stokçuluk sonsuza dek devam ediyordu.
İlk sezonun galibi Naples Mafia ve kendine özgü karakteriyle sevilen şef Yoon Nam-no, daha önce hiç yaşamadıkları bilet karaborsası ve yeniden satış sorunlarıyla boğuştu.
Yoon Nam-no, sosyal medya hesabından duyduğu şaşkınlığı dile getirerek, "Lütfen adım ve telefon numaramı açıklamadan önce durun. Çıldıracak gibiyim" dedi.
"Artık dayanmayacağım. Bu simsarları kökünden kazıyacağım. Bir daha yakalanırlarsa telefon numaralarını ve gerçek isimlerini açıklayacağım" diyerek uyardı. Naples Mafia ise bilet simsarlarını bizzat yakalayarak "kalıcı kara listeye" kaydetti. İki kişilik rezervasyonun 100.000 won olan bedeli, simsarlar tarafından 1.5 milyon won'a kadar yükseltilmişti.
Bilet simsarlarının çoğu, Çin gibi yurt dışından makro programları kullanarak önceden rezervasyon yapıyor. Bu durum, sıradan insanların rezervasyon düğmesine basmasını bile imkansız hale getiriyor.
Sorun şu ki, bu kişileri yakalamak ve cezalandırmak için net kurallar bulunmuyor. Spor müsabakaları veya konserlerde biletleri fazladan fiyata satmak, Kabahatler Kanunu uyarınca 200.000 won'a kadar para cezasıyla hemen cezalandırılabiliyor. Ancak, simsarların satın aldığı biletler çevrimiçi ikinci el platformlar veya bilet alım satım siteleri aracılığıyla el değiştiriyor. Şu anda yüzlerce, binlerce bilet gerçek zamanlı olarak alınıp satılıyor. Gerçekten de izini sürmek imkansız.
Restoran rezervasyonları söz konusu olduğunda ise durum daha da belirsizleşiyor. Kabahatler Kanunu'nun 3. Maddesi, 2. Fıkrası, 4. Bendine göre, "sinema salonları, stadyumlar, istasyonlar, iskeleler, otobüs durakları ve ücret karşılığı girişin sağlandığı diğer yerlerde" biletleri fazladan fiyata satanlar cezalandırılıyor ancak "restoranlar" bu kapsama dahil değil. Bu nedenle, restoran işletmecileri temel yasa değişikliği yapılması yönünde seslerini yükseltiyor.
Kültür, Spor ve Turizm Bakanlığı, geçen yıl Mart ayında makro programları kullanarak yapılan usulsüz satışları cezalandıran yasa değişikliğini ve uygulamasını duyurdu. Bu yasaya göre, usulsüz satış yasağını ihlal edenler 1 yıla kadar hapis veya 10 milyon won'a kadar para cezasına çarptırılabilecek.
İlgili yasa değiştirilmiş olsa da etkisi sınırlı kalıyor. Polis, toplam 2.224 bilet karaborsası şikayetinden yalnızca 4'ünü, yani %0.2'sini makro program şüphesiyle soruşturmuş. Bunun nedeni, biletin gerçekten makro programla mı alındığını teknik olarak kanıtlamanın zor olması.
Daha da şaşırtıcı olanı, makro programlarının kendilerinin de internet üzerinden gizlice alınıp satılması. Sıradan insanlar sadece 10.000-20.000 won'a makro program satın alıp, doğrudan bilet almak için kullanabiliyor.
Bu nedenle, yasal yollarla bilet almaya çalışan tüketicilerin memnuniyetsizliği giderek artıyor. Bilet simsarlarının yasal cezai hükümlerinin yanı sıra, parmak izi, yüz tanıma gibi kimlik doğrulama sistemlerinin zorunlu hale getirilmesi ve yasa dışı işlemlere yönelik izlemenin güçlendirilmesi gibi temel rezervasyon sistemi iyileştirmelerine acil ihtiyaç duyuluyor.
Yoon Nam-no, kendine özgü kişiliği ve yaratıcı mutfak tarzıyla tanınan bir şeftir. "Cheon-Baek"in ilk sezonundaki çıkışıyla büyük bir popülerlik kazandı. Yemek tutkusu, izleyicilere ilham kaynağı olmuştur. Yeteneği sadece televizyon programlarıyla sınırlı kalmayıp, kendi restoranını yönetmesini de kapsamaktadır.