
Eleştirmenlerden 'Cannot'a Sert Tepki: 'Parasite' Gibi Değil!
Yönetmen Park Chan-wook'un merakla beklenen yeni filmi 'Cannot', bazı basın organları tarafından yönetmen Bong Joon-ho'nun 'Parasite' filmine benzetilse de, daha yakından incelemeler, filmin beklenen toplumsal gerçeklikle bağ kurmada yetersiz kaldığını gösteriyor.
Başlangıçta birçok eleştirmen, 'Cannot'ın küresel çatışmaların temelini oluşturan istihdam güvencesizliği sorununu Kore'deki cinsiyet çatışmalarından, ABD'deki göçmenlere yönelik nefrete ve İngiltere'deki Brexit'e kadar ele almasını bekliyordu. Ancak yönetmen Park Chan-wook'un kendi dünyasına hapsolmuş olabileceği ortaya çıktı.
Filmde ana karakter Man-su (Lee Byung-hun tarafından canlandırılıyor), sıradan bir orta sınıf için fazlasıyla lüks bir evde yaşıyor. Otistik eğilimleri olan kızı çello öğreniyor. Karısı Mi-ri (Son Ye-jin tarafından canlandırılıyor) ise tenis oynamak ve dans dersleri almak gibi rahat hobilerle meşgul. Banliyöde avlulu iki katlı bir ev sahibi olan bir ailenin reisi için işsizlik durumu, evini satarak çözülebileceği için, sıradan insanlar için 'son derece çaresiz bir kriz' seviyesine ulaşmayabilir.
Ancak film, iş bulmak için üç rakibini ortadan kaldırma hedefiyle cinayetlere yöneliyor. Cinayetlerin nedeni ise son derece kişisel; kendi lüks yaşamlarını sürdürmek. Ahlaki açıdan son derece sorunlu bu eylemler, nedensellik yasasının açık bir şekilde yansıtılmadığı gelişi güzel mizahi unsurlarla örtülüyor, bu da filmi ahlaki açıdan çok sorunlu hale getiriyor.
Kara mizah olarak sunulmasına rağmen, 'Cannot' sonunda toplumsal absürtlükten yoksun, sadece boş bir kahkaha yaratan bir slapstick komediye dönüşüyor. Yönetmen Park Chan-wook, 'Bir adamın umutsuzca ailesini korumaya çalışmasının boşuna çabasını' tasvir etmek istediğini, bunun da muhtemelen filmlerle kafayı bozmuş, karanlık bir geleceği ve beraberindeki belirsizlikleri gören kendi durumunu yansıttığını belirtiyor.
17 milyar wonluk yapım maliyeti ve başrol oyuncularıyla, filmin bu kadar kişisel konulara odaklanması, zengin ve refah içinde yaşayan birinin gözünden fakirlik tasviri gibi görünüyor, izleyiciye fakirliğin bile çalındığı hissini veriyor. Yönetmen, hem bir ustabaşı olarak sorumluluktan hem de dünyaya dair vizyondan yoksun.
Genel olarak, kamera ile karakterler arasındaki mesafe de çok fazla. Genellikle, yakınlaştıkça duygu, uzaklaştıkça gözlem gösterilir. Son derece kişisel durumlarda, kamera karakterin duygularını iletmeye odaklanmalıydı, ancak bu da yanlış yapılmış. Yönetmen Park Chan-wook, kendi belirsizliğinin halkla iç içe geçtiği yanılgısına düşmüş gibi görünüyor, bu da halkla derin bir empati eksikliğine yol açıyor.
BBC'nin onu 'yılın Parasite'ı' olarak övmesi, yönetmen Bong Joon-ho'ya büyük bir saygısızlıktır. 'Parasite', bir sanatçının kapitalizmin zayıf yönlerini hümanist bir bakış açısıyla derinlemesine işlemesinin acısını yansıtıyor ve birçok soru ortaya koyuyor: Zenginler ve fakirler neden ayrılır? Fakirler yetersiz midir? Zenginler kötü müdür? Fakirlik erdem midir? Bu kişisel bir sorun mu yoksa yapısal bir sorun mu? İnsanlar bunu kendi başlarına çözebilir mi? Film, tüm bu soruları bir araya getiriyor ve sinematik yöntemlerle mizahi bir şekilde sunuyor, hem derinlik hem de teknik beceri açısından zirveye ulaşıyor.
'Cannot'ta felsefe ve kamu yararı eksik. Film öğrencileri için incelenmeye değer yönetmenlik teknikleri barındırsa da, izleyiciye faydalı bir anlamı yoktur. Sadece ticari başarıya takıntılı bir bencilliği ve sansasyonel hikayelerle cüretkar girişimleri içeriyor. Filmlerin her zaman sosyolojik bir bakış açısına sahip olması gerekmese de, istihdam konusuna değinilmişse, buna uygun bir içsel çatışma görülmeliydi.
Olağanüstü yetenekli oyuncular pek çok boşluğu doldurmuş, bu yüzden film yine de eğlenceli. Ancak ne kadar aldatılmış hissederlerse, o kadar büyük bir tepki hissediyorlar. Bu usta yönetmenin kaybı, devasa bir dalga gibi büyük bir etki yaratıyor, başa çıkmak zor.
Koreli netizenler, filmin oyuncuların harika performansları sayesinde ilginç olsa da, kendilerini aldatılmış hissettiklerini ve bu durumun daha büyük bir tepkiye yol açtığını belirttiler. Efsanevi yönetmenin kaybı büyük bir üzüntü yarattı.